top of page

İNANÇ İBADET İLİŞKİSİ

İslam dinine göre inancı ibadetten, ibadeti de inançtan ayrı düşünmek mümkün değildir. İnanç ve ibadet birbirini destekleyen, tamamlayan iki olgudur. Bu nedenle Ku’an-ı Kerim’in birçok ayetinde iman, ibadet ve salih amelle birlikte anılmaktadır. Namaz, oruç, zekât, hac gibi ibadetlerin inananlara farz kılındığı belirtilmektedir. 

 Bununla ilgili olarak bir ayet mealinde, “Ey iman edenler! Rükû edin, secdeye kapanın, Rabb’inize ibadet edin; hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.” buyrulmaktadır. Başka bir ayette ise “İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât verenler var ya, onların mükâfatları Rab’leri katindadır...” buyrulmaktadır.

 

Sevgili Peygamberimiz de kendisine İslam nedir, diye soran bir sahabeye şöyle cevap vermiştir: “Allah’tan başka ilah olmadığına, Muhammed’in Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, ramazan orucunu tutmaktır...” Görüldüğü gibi Hz. Peygamber, dinimizde emredilen namaz, oruç, hac, zekât gibi ibadetleri imanla birlikte anmıştır. Böylece o, inançla ibadet arasındaki yakın bir ilişki olduğunu vurgulamıştır.

İnsanı ibadet etmeye yönlendiren başlıca etken inançtır. Allah’ın varlığına, birliğine, sonsuz gücüne inanan insan, ibadet etmeye layık tek varlık olarak onu görür. Bu nedenle Allah’a sevgi ve saygıyla bağlanır. Onun emrettiği ibadetleri severek ve isteyerek yerine getirir. Her zaman iyi, güzel ve yararlı davranışlarda bulunmaya özen gösterir. Böylece inancının gereğini davranışlarıyla ortaya koyar, imanını ibadetlerle destekler ve güçlendirir.

bottom of page